26.05.2017

RAMAZAN AYINA GİRERKEN

 

Ezelden ebede doğru uzanan zaman içinde, her insan gibi bizler de bir yolcuyuz. Ömür adı verilen bu yolculuk da, müslüman, birçok Ramazanlara ulaşıyor, birçok Ramazanları geride bırakıyor ve birçoğuna da ulaşamadan ömür kilometresi doluyor, dünya yolculuğu bitiveriyor.

Allah’a sonsuz hamd-ü senâlar olsun ki, dünya yolculuğumuz bitmeden bu senede, manevî feyiz ve bereketlerle dolu olan mübârek Ramazan ayına girmiş bulunuyoruz.

Bu sebeple, feyizli ve bereketli günlere girdiğimiz bu Ramazan ayını, hayatımızın son Ramazan ayıymış gibi değerlendirmemiz lâzımdır. İlâhi rahmet ve mağfiretin oluk oluk aktığı, Allah’ın kitabında zikredilen, Rasülullah (S.A.V.)’in dilinde meth-ü senâ edilen bu mübârek ayı, gaflet ve dalgınlıkla geçirmemeliyiz.

Ramazan ayı, Allah sevgisiyle dolup taşacağımız, dua ve secdelerle mânevî âlemlere koşacağımız, daha iyi bir kul olma yarışına gireceğimiz mübârek günlerdir.

Ramazan ayı, ilâhi emirlerin ışığı altında kendimizi hesaba çekeceğimiz, kalbimizi ve kalıbımızı kötülüklerden arındırmaya çalışacağımız günlerdir.

Ramazan ayı, bütün müslümanlar olarak, Rabbanî bir mânâ etrafında toplanacağımız, gönüllerimizi kardeşlik bağlarıyla kaynaştıracağımız günlerdir.

Gelişiyle şereflendiğimiz Ramazan ayını bu duygu ve düşünceler içinde geçirmeli, onu kendimizden hoşnud olarak göndermeliyiz. Hiçbirimizin elinde, gelecek seneki Ramazan ayına kavuşacağımız hususunda bir garanti yoktur.

Ramazan ayı ki, kalplere nur, gönüllere şifa, mü’minlere rahmet ve bütün insanlığa hidayet olan Kur’an-ı Kerim de bu ayda indirilmiştir.

Cennet kapılarının açıldığı, Cehennem kapılarının kapandığı ve Şeytanların zincire vurulduğu bu ayda, oruç tutmak suretiyle nefsin arzu ve isteklerini frenlenmeliyiz.


Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.) hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır:

«Ramazan ayı gelince Cennet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır ve şeytanlara zincir vurulur.»

Müslüman, Allah’a kulluk ettiği ve O’na yaklaştğı ölçüde yükselir, O’na isyan ettiği nisbette de değeri düşer. Kulu Allah’a bağlayıp yükselten ibadetlerden biri de şüphesiz oruçtur.

Oruç, mü’minlerin iman ve ihlasının en büyük delilidir.

Oruç, ruh ve fikir dünyamızda parlayan bir nurdur.

Oruç, sahur ile iftar arası, yemekten, içmekten ve her çeşit nefsanî arzudan yalnız Allah için vazgeçmektir.

Bu sebeple, bütün ibadetler gibi oruç da Allah içindir. Allah’ın emri olduğu için tutulur.

O Ramazan ayı ki; İnsanlığın tek kurtuluş kaynağı olan Kur’an-ı Kerim onda indirilmiş ve bin aydan hayırlı olan Kadir gecesi de O’nun için de gizlenmiştir.

O Ramazan ayı ki, onbir ayın sultanıdır. O’nda Allah için oruç tutarak açlığın ne demek olduğunu anlayıp fakir ve yoksullara elimizi uzatalım.

Hiç unutmayalım ki, Ramazan ayında orucun kazandırdığı tertemiz düşünce ve davranışları, camilerde secdeleşen teravihlerin verdiği ulvî havayı hayatımız boyunca devam ettirmeye mecburuz.

Mübarek Ramazan ayının bizlere ve bütün mü’minlere manevî diriliş vesilesi olmasını Cenab-ı Hak’dan niyaz ediyorum.

Hamdi UZUNHARMAN

Gümüşhacıköy İlçe Müftüsü