12.04.2018

Miraç Kandili

13 Nisan 2018 Cuma’yı Cumartesi’ye bağlayan gece, mübarek Miraç Kandili’ni idrak edeceğiz. Bu ulvi kandilin ebediyen gök kubbemizi ve kalplerimizi aydınlatmasını, bu mübarek gecenin ruhlarımıza ebedi bir diriliş ve sonsuz bir muştu getirmesini diliyorum. İdrak edeceğimiz Miraç Kandili’nin bütün yaratılmışlara, yediden yetmişe bütün milletimize, İslam ümmetine ve tüm insanlığa hayır, huzur ve mutluluk getirmesini diliyorum.

Her yıl gelen Miraç, bizlere her şeyden önce yükselme yollarının yegâne sahibinin Allah olduğunu hatırlatmaktadır. Miraç, bir arınma ve Allah’a yükseliştir. Allah’a yükselmenin yolu heva ve heveslerinden, hırs ve intikam duygularından, öfke ve gazaptan, kibir ve gururdan vazgeçerek Allah’ın yoluna girmektir. Bugün miracın yücelme ve yükselme anlamlarını dikkate alarak bireyin, toplumun ve bütün insanlığın maddi-manevi yükselişi üzerinde yeniden düşünmek durumundayız.

Sevgili Peygamberimizin (sas) Miraç’tan hediye olarak getirdiği Bakara suresinin son ayetlerinde Rabbimiz bizlere yüksek sorumluluklarımızı ve zaaflarımızı birlikte hatırlatmaktadır. Her sorumluluk bir emanettir ve emaneti omuzlarında taşıyan her insan, her türlü kin ve öfkeden, haset ve kıskançlıktan, gurur ve kibirden uzak durarak bütün insanlara hatta bütün mahlûkata karşı mütevazı ve alçak gönüllü olmak zorundadır. Zira Efendimizin (sas) ifadesiyle tevazu yüceltir, kibir düşürür, gurur aldatır, haset bitirir. Nefsimizin ölümcül zaafları bizi her türlü miraçtan, yüceliş ve yükselişten alıkoyar.

Yeryüzünün bütün canlılarına olduğu gibi yaratılmışların en seçkini ve şereflisi olan insana hürmet etmeye, insanın ve bütün canlıların hukukunu korumaya mecbur ve mahkûmuz. Bizler sadece musalla taşının önünde değil; hayatımızın her anında birbirimizin rakipleri değil şahitleriyiz. Dolayısıyla birey, toplum ve toplumsal düzeni korumakla görevli olan herkesin, hepimizin birbirimizin hukukunu koruması en mukaddes görevlerimizin başında gelir.

İç huzurumuzun, muhabbet ve kardeşliğimizin biraz zedelendiği; öfke, kibir ve gururla köpüren nefislerimizin duygularımıza, vicdanlarımıza hükmettiği; akl-ı selimin, sağduyunun sesini yeteri kadar duyuramadığı; bilerek ya da bilmeyerek birbirimizi incittiğimiz; öfkelerimizin sokağa, meydanlara taştığı şu hüzünlü günlerde bir cankurtaran, bir can simidi gibi, bir şifa reçetesi olarak imdadımıza yetişen, ruhumuzu serinleten mübarek Miraç Kandil’imizi başımıza tac ediyor, ilahi müjdelerle, bağış ve lütuflarla, ikram ve ihsanlarla gelen bu güzel kandili sevgiyle, hasretle ve özlemle selamlıyoruz.

Bu kutlu gecenin yüzü suyu hürmetine Rabbi Rahimimizden incinmiş kalplerimizi kaynaştırarak birleştirmesini diliyoruz. Allah’ım bize merhamet eyle! Bizi birbirimize şahitler ve veliler kıl! Bizi birbirimize düşürmek isteyen, kuvvetimizi parçalamak, dayanışma ruhumuzu zayıflatmak, yuvamızı dağıtmak isteyen her türlü fitne ve fesattan bizleri muhafaza eyle! Muhabbetimize, birliğimize, kardeşliğimize gölge düşüren her türlü şiddetten, nifaktan, tefrikadan, şeytandan bizleri muhafaza eyle!

Bu duygu ve düşüncelerle başta Amasyalı hemşerilerimiz olmak üzere aziz milletimizin ve bütün İslâm âleminin mübarek Miraç Kandili’ni tebrik ediyorum. Bu mübarek gece vesilesiyle ülkemizde ve bütün dünyada sağduyu ve sükûnetin; barış ve huzurun yaygınlaşmasını, ayrıca zulüm, haksızlık, şiddet ve terörün altında inim inim inleyen İslâm beldelerinin tekrar barış yurduna dönüşmesi için Rabbime dua ve niyaz ediyorum.

Abdulkadir KEŞVELİOĞLU

Amasya İl Müftüsü